6 Ağustos 2010 Cuma

Bana Ülkeyi Yönet Teklifi Geldi


Kahverengi takım elbiseli badem bıyıklı bi herif geldi; "Abi bişey söylüycem bi sözümü kesmeden dinle, yöneticilerimiz hiç güzel yönetemedi ülkeyi abi, biz de yeni birini bulalım o yönetsin memleketi dedik sorduk soruşturduk seni söylediler, yönetir misin abi memleketi, hadi be abi yönet yönet yönet.." dedi. 

"Sus lan tamam zırlama koskoca devlet adamısın çikolata isteyen çocuk gibi zırlıyosun. Ben kendimi yönetemiyorum olum memleketi nası yöneticem? Ha dersen ki gel boş zamanlarında bi uğra bi kaç karar verip imza at yeter, olur lan tamam yöneticem ülkeyi.Ama bi kaç şartım var" dedim.

"Nedir abi?" diye sordu. Saymaya başladım;

- Pazartesi sabahın köründe ev telefonundan arayıp "Abi koş geçen haftadan imzalar falan birikti geliver acil" falan demeyin. Gelmem, ayrıca pis söverim.

-Takım elbise giymem, icabında halısaha kramponuya da meclise geldiğim günler olur.

-Haftada en az 2 maçı stadtan, 5 maçı da tv den izlerim. Maç esnasında "Bakan aradı, müsteşar çağırdı, müttefikler toplandı seni sordular, AB'ye giriyoruz gel" falan anlamam. Katiyen gitmem. Devre arasında belki uğrarım öyle yakınımda bi yerdeyse.

-İddaa oranlarına müdahale ederim. (En azından WerderBremen'in üst oranına)

-Manitam yok ama olursa kız aradı mı icabında Bakanlar Kurulunu bırakır kızın yanına giderim. Seni de manita arasa sende gidersin olm bakma öyle mümin mümin.

-Komşu ülkelerle iyi geçinmeye çalışırım, kız alıp vermeye falan özen gösteririm. Bunun yanında Amerika, Almanya, İngiltere gibi büyük ülkeler yerine Ukrayna, Moldova, Beyaz Rusya gibi gelişmekte olan ülkelerle ilişkileri geliştiririm.

-Resmi davetlere katılırken sap gibi kalmamak için yanıma en kral manitayı isterim. (Ülkem için)

-Makam aracı olarak modifiyeli 206 o yoksa manifoltlu Şahin tahsis edilecek.

-Devletin yönetim şeklini istediğim gibi değiştiririm. Manitaya,patrona kızarım komünizm, milli maçı kaybederiz faşizm, cumadan çıkarım şeriat falan.. Ayrıca bizim peder beyi kral valideyi kraliçe ilan etme hakkım da olmalı. Yemediler yedirdiler, o kadar emekleri var.

-Seçim mitinglerinde gittiğim ilin takımının atkısını takmam. Hep kendi tuttuğum takımın atkısını takarım. İcabında mikrofondan tezahürat yapar küfrederim.
 
-Muhalefet partisi olarak seçimlerde 0,01 oy alan değişik amblemli acaip isimli partileri isterim. Onların da hakkı, onlar da vatandaş.

-Göreve geldiğim ilk gün bütçede ne kadar para varsa hepsiyle dış borcu kapatırım. Hiç sevmem borçlu kalmayı hacı, 1 lira bile olsa batar bana biliyon mu?

-İlişkilerin gergin olduğu ülkelere "Birader gelsene bi bişey konuşucam" teklifinde bulunurum, ters yaparlarsa "Görüşücez olm sizle" der top tüfek ne var ne yok doğrulturum ipnelere.

-Dış ülkelere resmi ziyaretlere mahalleden çocuklarla beraber giderim. Görüşmeler esnasında "kanka geliyon mu karıya gidiyoruz" diye çağırırlarsa babamın oğlunu tanımam bırakır giderim. Arkadaş ortamı dayı çoğunluk ne derse ona göre hareket etmek lazım.

-Bunun yanında yemek-sigorta-maaş üçlüsünü söylemiyorum bile. Ayrıca akşam 6 dedin miydi meclisi kapatır eve kaçarım.
.....

Derken telefon acı acı çalmaya başladı 08.10'daki 25A'yı kaçırmıyım diye kalktım pantolu gömleği giyip işe gittim.

Hiç yorum yok: