26 Temmuz 2011 Salı

Çirkinlik ve Paçozluk Benim Karakterimdir

Bu kompleks bende taa ufaklıktan var. Biliyorum. Hatta gün be gün nasıl oluştuğunu dahi hatırlıyorum. Yeşil gözlü sarı kıvırcık saçlı bir bebenin kara kafalı bir abisi iseniz bu kaçınılmaz oluyor malesef.

-Ayyy şunun şirinliğine baaaaak Nurten!
-Ayy adın ne senin bakiyim acucucu acugubucucvucu
-Nihat bunun adı
-Ayyy yerim seni ben yeriiiim şlaaps müccuukks hüllöööpps
-Beni?
-Ne anlamadım ?
-Beni yemiyonuzmu?
-....
-Yok yemicekseniz götürüyorum bebeyi ona göre
-Ay yürü Ayten gidelim, güle güle Nihaaat el salla bakiiiyiim el salla bakiiim ablana Nihaaat.
-Mınagoduğumunun...

Çok direndim, çok bekledim ama sonunda bu konuda vardığım kanı "Ben çirkinmişim ulan" oldu. Çocuk yaşıma rağmen bir yetişkin realizmine sahiptim. Ama realizm de o yaşta bi boka yaramıyordu işte. Bir kıvırcık saç efenim bi renkli göz bi şirin şebek surat sahibi olamadığım müddettçe sırf "hepsi beş geldi karneye" diye sevilecek bi evlat olaraktan acı dolu yılları daha o vakit görebilmiştim ufukta.

İlkokul ve ortaokul yılları bu gerçeğin izinde ders çalışarak geçti. "Ulan madem çirkinim,sevilmiyorum bari tahsilin kariyerin peşindeyim havası vereyim de sonradan belki 2 yıllık bi "sempatik" falan da tutturursam öyle götürürüm" diyodum...Olmadı, yemedi. Lise ile beraber piçliğin, dersten kaytarmanın, ergenliğin, boru gibi sesin, sivilcelerin dibine dibine vurmuştum. Sanıyorum çirkinliğimin altın yıllarını o dönem yaşamıştım.

Üniversite yıllarına ise hiç girmek taraftarı değilim. Ergenlikten sonra biraz toparlarım diyordum ama nerdeee. Okuduğum bölümün "erkek erkeğe" bölüm olmasından kaynaklı, saçı ve sakalı iki üç ay hiç kesmeyip sonra ikisini de 3e vurdurduğumu hatırlıyorum. Kötü yıllardı ve ben çirkinliği hepten kanıksamıştım.

Ve işte İstanbul zamanları. İnsanlar çok güzel anne ve babaların çocuklarılar hep,bakımlılar ve uyumlu giyiniyorlar. Lanet olsun, şehirde ben tek çirkinim sanki. Kamuya açık alanlara çıkmaya çekinir haldeyim.Minibüste "Bi kanyon uzatırmısınııığğz" diyen abla karşısında kaybolmak gömülmek istiyorum o magirus koltuğuna. İçerisi mankenlik ajansını aratmayan kafelere girdiğimde benliğimden iğreniyorum, güzel insanların dolaştığı sokaklarda vitrinlere uzak kaçıyorum yansımamı görürüm de hepten soğurum kendimden diye.

Yine bu akşam bir benzeri halde, bir minibüste tek başıma otururken kızlı erkekli ve hayvan kadar güzel yakışıklı bir grubun içeri dalmasıyla beraber kendimi tutamadım ve "Bu kadar güzel olmasanıza lan amına koduklarım!!" diyip minibüsten fırladım. Ardımdan bakakaldılar ama isyanımla bile etki edemedim güzellere. Hepsi birer Sarıyer uzatıp işlerine güçlerine baktılar gülüştüler eğlendiler... Ve ben şu an atletim ve 3 numara tıraşlı kafamla balkondayım.

3 yorum:

Missbone dedi ki...

Az önce varya tonla yorum yazdım. Servis cart curt dedi. Yazamıcam şimdi uzun lafın kısası ben çirkinim diyen erkek yakışıklıdır abi ok.

Duygu dedi ki...

Ben literatüre göre hala ergenim, ben bile bu kadar gömmedim kendimi abi. saygılar.

GK dedi ki...

@missbone acayip çirkinim ben, muazzam çirkinim, şuursuz umarsız delicesine çirkinim şerefsizim. mevsimlik çirkinim, yazları terleyen kışları burnu akan çirkinim, ortamına göre çirkinim çirkinli ortamda bakımsız, güzelli ortamda atadan dededen çirkinim be. üf ulan şiir mi yazsam çirkinlikle alakalı. bayağı edebi eser verecek kadar dolmuşum bu konuda.


@gezenti, insanın her dönemi aynı boktanlıkta seyredince gömmenin yerinin ve zamanının bi önemi kalmıyor, ama yinede gençlerimiz komplekse girmesinler isterim.ben yandım siz yanmayın isterim.ya da yanın bronzlaşın güzelleşin ne bileyim.