1 Temmuz 2011 Cuma

En Kebap 10 Mesleği Açıklıyor

Sizler için yaptığım kısa araştırma ve kamuoyu yoklaması neticesinde ortaya çıkan günümüzün "En çok imrenilen en kebap 10 mesleği" kaleme alıyorum.

10- Cami İmamlığı; "Hem ibadet ediyosun hem de maaş alıyosun olum süper" klişe ama gerçektir bu topraklarda. İmamlar güzel maaşlar alırlar ve sürekli ibadet halinde olduklarından büyük oranda cennet falan garantidir. Üstelik toplumda sevilen sayılan insanlardır. İmam olmak için okumak gerekiyor tabi, hem de arapça falan. Gençlikte kasıcan biraz ki yaşlılıkta rahat edesin.1500-2000 tl maaş alıyolarmış diye duydum. Allah daha çok versin tabi.

9- Belediye Encümenliği; Bunun için anormal tahsillere diplomalara gerek yok. Yerel seçim zamanı kazanması muhtemel parti adayının mitinglerinde yanında görünmek kafi gelebilir. Seçim zamanı biraz koşturun sıkın dişinizi sonrası çok kıyak. Belediyede toplantılar kuru pastalı fantalı falan. Başka bi bok yapmazsınız. Çok kral meslektir. Temiz iştir.





8- Halk Otobüsü Muavinliği; Geleneksel muavincilik anlayışının dışında bu abiler genelde halk otobüslerinin giriş kapısı yanında konuşlanmış ve statik haldedirler. Giren herkes bu abilere parasını takdim eder abi de varsa üstünü verir yoksa "geeççh" der. Avrupa-Anadolu çalışan bi hattaysanız günde defalarca boğaz manzarasını hem de oturduğunuz yerden görme imkanına sahipsiniz demektir. Ayrıca gün içinde bir çok farklı semt ve ilçede bulunarak şehrin nabzını da tutarsınız. Yolculuklardan hoşlanan arkadaşlar için ideal. Maaşları da 900-1000 tl civarındaymış. Zaman zaman "İlerleyelim arkaya doğru, maltepe köprüsünde kim inicekti insin o" falan diye bağırabilirsiniz. E olur o kadar.




7- İddaa Bayisinde Kuponu Cihaza Sokmacılık; Bu abilerin tam bir mesleki ünvanları olmasa da siz anladınız ne demek istediğimi. Gün boyunca maç izlerler çay içerler ve muhabbetlere katılırlar. Şakacı ve eğlenceli insanlardır. Kuponu cihaza sokup "Vitesse maçı iptal, Bremen maçı başladı değiştir" derler. Çalışma alanları biraz dar ve havasız olsa da hiç yormayan ve sosyalleştiren bir meslektir. Maaşı 600-700 lira civarıymış. Eh tutturduğu kuponlarla, tutan kuponlardan aldığı avantalarla 1000 tl yi bulur. Kıyak iş.

6- Sahaflık; Bunun içinde tahsile lüzum yok. Ama biraz kitap okumuş olmak ve kurallı ve titrek bir Türkçe ile konuşuyor olmak gerekiyor. Bir sürü eski kitap ve izbe bir dükkan işinizi görecektir. Paso oturur solcu türküsü falan dinlersiniz. Üstelik entel dantel manitaların aklını alma imkanına da sahipsiniz. "Ouuu o elinizdeki çok eski, çok değerli bir parçadır" cümlesini etkileyici biçimde kurabilen herke sahaf olabilir. Ama dediğim gibi arada bir kitaplara da bakın ki hepten hurdacı olduğunuz çakozlanmasın. Meydan Larusları falan da atmayın, büyük sermaye onlar.

5-Yardımcı Antrenörlük; Takımın başındaki antrenörün yanında ne yaptığı belli olmayan öyle takılan tipler vardır ya. İşte onlar yardımcı antrenördür. Bir çoğu zamanında hasbelkader profesyonel futbol oynamış ve kendilerinden kariyer olarak daha üstün arkadaşlarının yanında yancı olarak "yardımcı" antrenör olmuşlardır. Yedek klübesinde oturup hoca ayağa kalktığında birlikte ayağa kalkmak, yalandan konuşmak, gol olunca takımın yıldız oyuncusuna sarılmaya çalışmak bu mesleğin iş tanımındadır. Tabi ilk önce futbolcu olmak gerekir, o da pek zor değil malumunuz Alişan bile 3.ligde oynadı ulan! Maaşları güzeldir, deplasman vesilesi ile diyar diyar dolaşırsınız, bedavadan yemek yer ve konaklarsınız, lotto ve pumadan giyinirsiniz. Daha ne olsun! 4-İncik Boncuk Satıcılığı; Ülkemizdeki kadın nüfus için çok ideal bir meslektir. Belli bir yaşa kadar biriktirdikleri incikboncuğu menapozla yahut biten bir evlilik sonrasında elden çıkarmayı planlayan ablalarımız bunları maddi olarak değerlendirmek üzere turistik yerlerde ufak tezgahlar kurarlar. Gün boyu ellerinde kitap olur ve sürekli burçlu kupada yeşil çay içerler. Herhangi bir eğitime gerek yoktur bu meslekte. Fakat tarz olarak entellektüel görünmek ve yine üzerinde bir takım ilginç incik boncuklar bulundurmak mesleğin gerekliliklerindendir. Genellikle denize kıyısı olan bölgelerde konuşlandıklarından çok keyfe keder çalışırlar. Yazın yapacak daha iyi birşeyi bulunmayan bayanlar için çok ideal bir sezonluk iştir.



3-İstiklal'de Müzik Aleti Çalmacılık; Listenin 3.sırasında olduğuna bakmayın gelecek 10 yıl içinde flüt çalan bebeler bile bu işe saracağından listenin ilk sırasına yerleşmesinden şüphem yok. En az 1 adet müzik enstrümanından ses çıkarmaya kabil iseniz işiniz hazır gençler! Hem de şirketlerin, işletmelerin milyonlarca lira kira ödediği, İstanbul'un kalbi İstiklal'de. Kira derdi yok, vergisi algısı yok. Temiz iş. Ayriyetten ne çaldığınızın hiç bir ehemmiyeti yok entel dantel ablaların "Ya çok farklı bi tarzları var ben biliyorum Londrada Pariste falan trend bu tarz müzikler yaani" diyerek size piyasa oluşturmaları ve reklamınızı yapmaları da cabası. Akşamcı abilerden koparacağınız avantaları hiç saymıyorum bile. Deli para var. Ama çalışma saatleri biraz esnek. İdare ediceksiniz artık.


2- Zengin Sevgililiği; Genç kızlarımız arasında gün geçtikçe daha fazla tercih edilen bir meslek haline geldi bu. Güzelliği oranında elde ettikleri sevgililerinin her türlü maddi olanağı (ev, araba, kredi kartları, hediyeler...) faydalabilinen bu meslekte ayrıca sevgili seçilen kişiyi maymun edip eğlenme imkanı da sunuluyor. Yine bir eğitim zorunluluğu olmaksızın yapılabilecek bu mesleğimizde de ilk şart dönemin erkekleri arasında belirlenmiş kriterlere göre "güzel" olabilmek. Nedir efenim memedir baldır bacaktır... Neyse.

Yırtıcı feminist arkadaşlar bu mesleği "jigololuk" ile kıyaslamaya kalkabilirler fakat Zengin Sevgililiğini icra eden kişinin maddi ve manevi hiç bir kaybı olmazken jigolo tabir ettiğimiz arkadaşların iliği kemiği kurumakta ve her görevde annanesi yaşında teyzeleri şeyettiğinden ahiret hayatları da tehlikeye girmektedir.



1-Büfecilik; Tarihin en rahat mesleği budur. Ufak konteyner büfelerde gazete, bisküvi, sigara satan kişiler oturdukları yerden adeta para basarlar. Satılan ürünün fiyatını bilmek ve ürünleri bir tertip içerisinde o g.t kadar alana yerleştirme becerisi dışında herhangi bir beceri gerektirmeyen bu mesleğimiz, yazları büfe önüne atılan masalarla, kışları da elektrikli soba ve 37 ekran tv kombinasyonu ile çok eğlenceli bir hal alır. Büfenin bulunduğu yere göre maddi geliri değişmekle beraber bugün ülkede bir çok mühendisin öğretmenin ve stresli yaşamdan kaçmanın peşindeki çalışanın hayali haline gelmiştir Büfecilik. Bir büfede günlerini Hanımeller-Aşırı Demli Çay ekseninde geçirmek isteyen milyonlar mesleğe olan büyük talebi gözler önüne sermektedir.

6 yorum:

Duygu dedi ki...

üniversite giriş sınavlarına iki sene kala hala gelecekteki mesleğini seçememiş ben ve daha binlercesi, müteşekkiriz.

GK dedi ki...

yolunuz açık olsun gençler, çok kasmayın öss ye ygs ye (artık her ne ise) görüldüğü üzere tahsilsizler için de çok ideal meslekler var

idi dedi ki...

tabiisi de avon satıcılığı.

GK dedi ki...

uhh doğru avonculuk da var. sapkın tarikat gibi onlarda, takdir edilesi bi oluşum.

Mephisto dedi ki...

kahvehanedeki yancılar da kötü meslek icra etmiyorlar. hiçbi şey yapmadan günlük çay & sigara ihtiyaçlarını karşılayabilmek iyi bi iş gerektirir diye düşünüyorum.

GK dedi ki...

yani yancılık da yapılabilir ama ek iş olarak sanki