25 Ağustos 2011 Perşembe

İştah Açıcı Yeşilçam Sahneleri



Selamınaleyküm kankalar, nabıyonuz. Günün anlam ve önemine binayen bi yazı hazırladım. İftara kadar okuyun izleyin oyalanın acıkın pipiniz falan şişsin.



-Korkusuz Korkak; Ofiste kebaplar, Kamil patates haşlama






"İşte Kemal Sunal'ın özelliği bu abi her izlediğimizde gülüyoruz, bi Cem bi Şahan bu kadar değil" geyiğine girmeyeceğim ama Korkusuz Korkak hakikaten her izlememden sonra "Skiyim Gorayı Recep İvediği, komedi filmi budur lan" etkisi yaratır bende. Ve bu meşhur sahnesi de her izleyen ev çocuğunun ağzını sulandırır,canı şişede ayran havuçlu salata ve ili ilçesi farketmeksizin bir kebap çeker her birimizin... Bir heyecanla mutfağa dalınır ama dünden kalma kapuskayla bulgur pilavını gören her bebenin ömründen ömür gider.. Tam da patates haşlamaya talim eden Kamil gibi ağızlar sulandığı ile kalır. Gerçi patates de fena durmuyo lan tuzlu pul biberli falan gideri yok değil yani.






"Allahın yok dayı senin"




-Bitirimler Sınıfı; Perihan Savaş yer, Sezercik bakar





Yine de anne yemeklerini yabana atmayalım arkadaşlar. Neticede her gün kebap da yenmez amk yakar adamın bi taraflarını. Bu filmimizde de Perihan Savaş ablamız Sezercik tabir edilen kardeşin öğretmenidir ve kendisine sınıftaki çalışkan çocuğa yaptığı ibnelikler neticesinde "yemek yememe" cezası verilmiştir. (Ulan bugün bi öğretmen böyle bi ceza verse öğrencisine başta Sabah gazetesi ardından da tüm yandaş medya o öğretmeknin anasını sker ya neyse) Adile Naşit'in Sezercik hergelesine gizliden hazırladığı taze fasülyeyi öğretmeni Perihan Savaş göğsünde istop eder ve karşısına geçip afiyetle yiyerek golü ağlara yollar. Şu yiyişe bak allahını seversen, Perihan Savaş yemeğin yağlarını saça saça oynadığı şu sahneden sonra ününü 8e 10a katlamış, tazekadın fasülye de karaborsaya düşmüş kilosu o zamanın parasıyla 10 liralara falan çıkmış diye rivayet edilir. Sezercik de oyunculuğunun en parlak dönemini geçirmiş ve şu pozu ile 3.dünya ülkelerinin simgesi haline gelmiştir.



"Her yanım şişti şerefsizim"




-Arkadaşlık Öldü Mü? Doktor Hafifül Garibül







Bir diğer iştah açıcı sahnemiz de Sadrı Alışık ile Kartal Tibet'in bu filminden. Necdet Tosun'un pideleri salataları dolmaları eli ile sevdiği sahnede bize "Yemek Aşkı" anlatılmaktadır. Akabinde bir tavuğu tek eliyle alıp yemesi ile de his ve uygulama arasındaki tezatı izleyiciye yansıtmaktadır. (Ne alakası var lan yumuyluyo işte adam Allah ne verdiyse)



- Garip Kemal Sunal ve Unknown Bebe - Bakkalı söğüşleme





Bu sahnede bende "kahvaltılık" iştahı doğuran bi sahnedir. Özellikle "Dayı şundan da kessene bi parça tadına bakayım" yolu ile çarşıda pazarda yenmedik peynir komayan biri olarak Kemal abimiz ve veledinin bi kalıp peyniri bu yolla hiç etmeleri hep hoşuma gitmiştir. Salam sahnesi ise efsane. Her "ortadirek" çocuğun yatılı misafirden yatılı misafire gördüğü salam gece kabuslarına dönüşür. Her daim "Salam bitti mi, salamdan ne kadar kaldı, acaba şu an salamı mı yiyorlar lan yoksa" diye aklını kemiren gençlerin en büyük fetişi na bu çocuk gibi salamı haldırhuldur yemektir. Ha bir de "Pınar Süt"ün de bir sinema filminde "şüpheli" olarak anılması ilginçmiş.Yaşasın Uncensored Yeşilçam Kültürü



"Kombo!"


- Tarık Akan Necla Nazır Ateş BöceğiMübarek ayda niyeti bozmayalım da Necla Nazır ne güzel gömülmüş öyle kızarmış hamsi ve yanında biraya.Tam da denizin dibinde, Karaköy müdür neresidir orası? Of ulan yaptırıcan yeşil salatayı, vericen istavriti hamsiyi tavaya mısır unuyla beraber yanına da soğuk tekel birası amaaaaaaan....






Ek olarak resimde ve filmde görüldüğü üzere Necla Ablamız bu filmde paso elma yemektir,hemde öyle böyle bi yemek değil kütür kütür. Ayrıca bu film Necla Nazır'ın gözümüze güzel geldiği ender filmlerden birisidir.



"Sulu sulo ohşşşşş"


- Kemal Sunal Tokatçı - Tavuk çevirme
Tavukseverver arkadaşlar için ibret dolu bir sahne de Kemal Sunal'ın Tokatçı filminden. İç geçirdiği sahnelerde aynen iç geçiriyoruz bizde, tavuk seven insanız neticede. Ama cama ekmek banmak da nedir be abi toz moz olur cama ekmek banılır mı? Bu arada tavuklara dikkat çekerim, şimdinin WienerWald tavukları gibi minyatür değil böyle bildiğin kocaman hindi gibi tavuklar. Hayvanların geniyle mi oynadılar naaptılar bu kuş gribi dalgasından sonra tavukların boyutu küçüldü gibi sanki dimi. Yoksa bana mı öyle geldi. Beraber izliyoruz;








- Tarkan Altın Madalyon - Et yeme Kurt'a atma..






Tarkan filmlerinin olmazsa olmazıdır. Masaya et istenir, dombili bir hancı gelir "hayhay" der gider et gelir,Tarkan eti böler ve derili kısmı kurta yağsız light kısmı da kendine alır ki kavga dövüş fetih savaş sırasında dinamik ve kusursuz bir görünüme sahip olması gereken Tarkan kilo almasın. Akabinde gelen şarap da gittiği esnaf lokantasında yediği kavurmanın yanında bile "Bir kadeh kırmızı şarap eşliğinde enfes bir öğün olabilir" diyen Vedat Milor'u anmamıza vesiledir. Ha bide hani atalarımız "At biner kımız içer"di lan? Ne bu amınakoyim Bozcaada'da mı yapıyonuz o kadar savaşı da paso şarap paso şarap? Ortaasyada bağ mı vardı ulan?



-Size ne veriyim? -Ben de tavuk döner alayım



- Mavi Boncuk Emel Sayın - Tavuk yeme






"Emel Sayın'ın gençliği" diye bir klişe vardır ya babalar arasında. Hakkaten o imiş hacı. Şu tavuk yiyişe bak arkadaş şiir gibi be. Emel Sayın'ın gençliği tavuk yese gülerek kahkahalar atarak, ben de otursam izlesem yanında, arada bir "derisini yiyon mu hacı sen al ben yemiyom" dese, yesem. Ortak olsam sevincine. Yalnız "Evvelden bi parça yiyemezdim ama şimdi bir tavuğu bitirdim" diyor da "İkincisi olsa onu da yersin sen bu gazla mnıskim Emelcim" diyesim gelir, diyemem susarım.


Yaaaa işte böyle canlarım, iftar öncesi ağzınız birazcık sulandıysa, iştahınız biraz kabardıysa ne mutlu bana. Bi de beni düşünün ipneler bu kadar filmi izleyip buraya koyana kadar ebem sikildi daha iftara 4 saat var yandık ki ne yandık. Hadi gömdüm.