10 Kasım 2011 Perşembe

sorun şu ki;

sorun şu ki biz hep geçmişte çok iyi bir dönem geçirmişcesine söyleniyoruz her hususta.ne zaman hangi konuda iyiydik ki ben hatırlamıyorum.

yani bu millet ne zaman ekonomik olarak rahat bir dönem geçirdi ki bugün gayri safi milli hasıla hesabına düştü. zaten ezelden beri göçebe ya da çiftçi olan dedelerin torunlarıyız ulan. e bilfiil 800 sene savaşmış, son 300 senesini de yoklukla geçirmiş,yokolmanın kıyısından dönmüş türkler gün yüzü gördü de ben mi hatırlamıyorum? yıllarca sarayın ezdiği insanlar şimdi tabir caiz ise saraydan hisse istiyor. e kusura bakmayın ama babayı alırsınız.

başka bi husus da klasik "muasır medeniyetler seviyesi". ülkecek hangi dönem bilim ve sanatta tüm dünya ülkelerini alt ettik, kafaya oynadık ki bugün gelinen noktadan hoşnutsuzuz "eheehe bunlar var ya götlerini yıkayamıyodu lan eheh" diye kötülediğimiz avrupa medeniyetleri hakikaten en boktan zamanlarında bile fen bilimlerinde,felsefede, edebiyatta, müzikte bi dünya eser vermedi mi? literatürlerini cümle aleme dayatmadılar mı? bizde hala eskiye özlem ve hasret var. ulan sanki nobel yağıyordu memlekete de bi anda kesiliverdi.

müzik olayı var birde. sikindirik eurovision da bile "sertabın götü" zoru ile bi kere birinci olabilmişken "türk müziği avrupanın çok gerisinde kaldı ya" diyene sorarım; "senin türk müziğinden kastın nedir bebeğim?" bi yandan arapların bir yandan balkanların bir yandan avrupanın çekiştirdiği müziğin türklüğü mü kaldı.?

edebiyata geleyim, son 200 senesini fransız ve rus edebiyatçıları okumakla onları taklit etmekle geçirmiş türk edebiyatçıları dünyaya bir tek eserini bir dostoyevski gibi bir shakespeare okutabildik mi? yazana çizene bok atmaktan tek satır kaleme alamıyoruz, alamamıştık da bu güne değin. ama görüyorum ki hala o "özenti" döneme atfen bugün ağlıyor bazıları. ulan o günde sen sen gibi eser veremiyordun bugün de veremiyorsun.daha neyin iddiasında neyin hüznünde hasretindesin?

felsefede bi dönem kıpırdanmış mevlevilik gibi bir akımla biraz kendine özgülük sergilemişiz ama zaman geçtikçe onu da arapçılara kaptırmış, yeni doğacak akımları da ya durkheim'dan ya da marx'tan araklamışız.o yüzden temelleri jargonu özgün bir yaşamsal-yönetimsel anlayışı olan bir türk düşünürü yok. e çooook uzun zamandır da yoktu zaten.

sinemada biraz uluslararası platformda ses getiren nuri bilge ceylan'ı beğenmiyoruz gerekçe de şu; "ay bi sahneyi 15 dakika izletiyor,içimiz bayıldı". ulan oscar almış türk filmleri vardı da nuri'ye mi kaldın, daha iyisi vardı da biz mi mani olduk izlemene? bu adamın da tarzı bu şekli bu bak yarak kürek amerikan özentisi polisiye aksiyon değil, japon özentisi karete filmi değil adam kendi memleketinden karelerle kendine has birşeyler koyuyor ortaya. ama sen "ay içim daraldı ayol" diyip çıkar çıkmaz adamı bokluyorsun, sonra eve gidip 3.sınıf amerikan dizilerine talim ediyorsun. serzenmeyi hak ediyor musun?

spor... 50 küsür sene sonra dünya kupasına katılıp 3. olan bir milli takımı ve hocasını yargılayabilen insanlar var bu ülkede.bu doyumsuzculuğu tüm insanlara empoze eden hıncal uluç gibi sik kafalılar var. hep hıncal ve onun gibi dalyaraklar yüzünden sanki geçen sezon tüm kupaları toplamış tüm ligleri domine etmiş de bu sene iyi top oynayamayan takımın taraftarı gibi davranmak bizim adetimiz oldu. sporun futbol kısmında tabir caiz ise kaypak ve doyumsuz, diğer dallarında ise kadir kıymet bilmez olduk. ağzını açan ya "federasyon istifa" der ya da "devlet amatör branşlara bi el atmalı"...

neyse demem o ki; anlamsız, tuhaf bir serzenme halinde insanlarla dolu memleket. genci yaşlısı hep eskiden dem vurma hep bi tavsiye ve referans gösterme peşindeyiz. yapılan şeyleri incelemek geliştirmek yerine hep "eskisinden iyi oldu mu acaba" diye düşünmek tartışmak çok doğal bir refleks haline geldi. herhangi bir hususta ivme kazanmak bu şekilde mümkün değil kanaatimce.

2 yorum:

db. dedi ki...

eziklik var bizde. hani doğu toplumuyuz ya medeniyetleşme kavramını batılılaşma olarak anladık ya götümüzden işte ondan. mimar sinanın eserlerini nasıl yaptığını matematiğini nasıl oluşturduğunu çözmeye çalışıp okullarında ders olarak okuturken biz yüzümüzü eğiyoruz. eziklik var,kendimizi beğenmiyoruz. bu şekil alıştırılmışız. bu konuda çok doluyum.küfüre başlayabilirim.

GK dedi ki...

küfürlük tepkilik isyanlık bi durumu da kalmamış ki artık damarlarımıza işlemiş, böylesine eziklik bizim için yaşam tarzı olmuş. bunu silmek mümkün mü bilemiyorum.