24 Haziran 2012 Pazar

Banu Alkan'ın Babası ve Toplum

Uzun zamandır mouse tuttuğum ve yazı yazdığım kolum; sağ kolum ağırıyor panpalar. Ofiste bilgisayar başında çok otururum. Böyle saatlerce kalkmadığım olur. Hatta bi keresinde o kadar fazla hareket etmeksizin oturmuşum ki merhum fare Ferdinand benim pantol paçasından içeri girmişti. Hey gidi fare ferdinand be. Kazayla öldürmüştük fareyi. Neyse konu o değil, kolum ağırıyor demiştim ya. Bugün cidden rahatsız oldum ve "Öeeah sikerim bilgisayarını da klavyesini de mausunu da" diyip bi kalktım masadan. Sonra tekrar oturup fareyi diğer tarafa aldım. Zira kalkmak çözüm değil. Ama sol elle de kullanılmıyor meret. Ters elle kullanma çabamı görüp mana veremeyen birine durumumu izah ettim.Medikal olaylarımdan pek bahsetmem aslında iş arkadaşlarıma ama söylemiş bulunduk. Herif bu tutumumu haklı çıkarırcasına olağanca sığlığı ile "Eheheh dirsek çürütüyon demek ki" şeklinde beyanat verip siktirdi gitti. Çürüyen dirsek... Ona takıldım bi süre.

Yazlıkçı yaşlıların dirsekleri çürür hakkaten.Kadını erkeği farketmez amk çürümüştür o dirsek. Böyle herifin dirseğine bak ayrı bi medeniyettir o. Kurumuş morarmış bir deri parçası. İnsanların uzuvlarının böyle kuruyup daş gibi olması bana korkunç geliyor. Vücudunun o kısmı senin değilmiş gibi yahu düşünsene. Adamın topuğu bildiğin kaya olmuş lan. Vuruyorum, çıtçıtlı kalem ucu batırıyorum "hissetmiyom ki" diyor. Yuh ya nası hissetmezsin arkadaş senin vücudun o. Al bi topuk taşı temizle lan bu kadar mı zor, insan yıllar yılı üzerine basarak yürüdüğü topuğunu dayayarak yazı yazdığı çizdiği dirseğini böylesine dışlar mı ulan? Lütfen organlarınıza size ait olduklarını hissettirin.

Topuk taşı demişken. Ortaokuldayken Banu Alkan'ın babası bizle hep aynı minibüse binerdi. Altınoluk girişinde de inerdi. Sırtında böyle tezgaha dönüşebilen bi el arabası gibi bişey ile..Topuktaşı satıyordu lan. Ne kadar hüzünlü dimi. Yıllarca memleket erkeğini donunda sallamış bir kadının babası topuktaşı satıyordu..Alışmıştık ama zamanla. Ufak tefek kendi halinde hüzünlü bi adamdı. 2 sene aynı güzergahta gittik geldik adamla da, bi günden bi güne "Amcacım merhaba, kızınız kanal kanal dolaşıp sarkmış memelerini sergiliyor ve siz burada topuktaşı satıyorsunuz hayat ne kadar garip değil mi?" demek gelmedi içimizden. Adam o kadar naif ve kırılmaması gereken tipte şirin bir yaşlı idi düşünün. Hatta maazallah minibüse tanıdık bir Banu biner de seslenmek zorunda kalırız çağırışım yapar diye ödümüz bokumuza karışıyordu.

Hayatımın bir dönemini Banu Alkan yokmuş gibi davranarak geçirdim ben.


Not: Çürük Dirsek adında müzik grubu var. İsim konusunda ne kadar kreatifsiniz amk müzisyenleri ya.

Hiç yorum yok: