29 Mayıs 2010 Cumartesi

Ufak Talepler 1


Ufak ufak taleplerim olacak yer küredeki hayata dair.Korkmayın lan dünya barışından halkların kardeşliğinden falan bahsetmiycem.Ufak dediysek o kadar da ufak değil.

Mesela İstanbul denen metropole ayak bastığımdan beri toplu taşıma araçlarını çok sıklıkla kullanıyorum. Ve nedendir bilinmez İstanbul halkı (özellikle Sarıyer-Beşiktaş hattı sakinleri) beni "şöföre para gönderme" hususunda hedef seçmiş durumda. Etrafımda eli boş, uğraşısı olmayan bakışlarından beyninin de boş olduğu her halinden belli min.5 adet daha yolcu olmasına rağmen, kafası karışık ve elinde yaklaşık 5 kg ağırlığında bir dizüstü bilgisayar olan bana "Şurdan bi Beşiktaş, şurdan bi Levent, bu da Levent ama 4.Levent eki eki" diyerek para uzatmamı isteyenler var. Arkadaşlarım, kardeşlerim, ablalarım, abilerim; bende isterim sizin paranızı uzatayım yardımlaşayım aramızda kısa süreli de olsa bi çekim oluşsun ama olmuyor yapamıyorum o çanta elimde iken. Düşmekten korkuyorum. Düşüyorum zaten. O açıdan lütfen ya başkasına uzattırın o lanet bozuklukları ya da hiç uzatmayın daha iyi.

İkincisi talebim de yine toplu taşıma araçlarında "görmek isteyip istemediğimize kanaat getiremediğimiz" şeyler hakkında. Neyler? Bol miktarda göğüs, düşük bel kottan fırlayan iç çamaşırları vs vs.. Sözkonusu dekolte giyinmiş bi ablamız sözüm sana! Hem koltukta oturacaksın götü yaya yaya, hem ayakta kalmış, dengede durmak için ömründen ömür giden adamı en zorlu şartlarda tahrik edeceksin hem de "hmmmfff üfff offff" diyerek durumdan memnuniyetsizliğini olduğunu hissettireceksin. Yok öyle bişey ablacım. Meme var, yükseklik var, açı var. Adam nereye baksa görecek o memeyi. Ya hiç dekolte takılma, ya toplu taşıma aracı kullanma ya da oturma. Bak 3 tane seçenek sundum sana. Ayakta duran herifin 3 seçeneği bile yok. Neyse.

3.talebim ise arkadaşlarımdan. Olum para bitti lan. "Hadi gel" demeylen olmuyor canlarım. Kuruşları sayıyoruz şurada.

Hiç yorum yok: