13 Ağustos 2010 Cuma

Acı Gerçekler 1

- Sabah uyanır uyanmaz kendi kendime konuşmalıyım, şarkı türkü söylemeliyim hatta maçtaymışcasına bağırmalıyım. Sesimi açmadan, normal tonuna getirmeden sosyal hayata dalmamalıyım. "Bi Sarıyer uzatır mısın?" derken çıkardığım sesten utandım bu sabah, yine çıksa yine utanırım. Gerçi yataktan kalkar kalkmaz Ali Kırca gibi konuşan adam yoktur, Gülgün Feyman gibi konuşan karı da yoktur. Normal aslında her insanda olur böyle. Ama o ses benden nası çıktı ulan?

- 5 iş gününde de gömlek giyerek bünyeyi memura bağladığımı farkettim bu sabah. Benim formalarım, t-shirtlerim vardı be blog!

- "Midem yanıyor" dedikçe "reflü reflü reflü" diye sayıklıyor sağımda solumda insanlar. Reflü ne lan fransız ismi gibi. Ülser olsa daha iyi. Kanser gibi. İnce hastalık havası var. Ama midem çok yanıyo lan.

- Hergün aynı toplu taşıma aracı ile işe giden-dönen insanların birbirleriyle muhabbet etmesi, selamlaşması, en azından birbirlerine yalandan bi gülümsemesi İstanbul'da normal karşılanan bir durum değilmiş. Halbuki Anadolu'da olsa hergün aynı toplu taşıma aracı ile işe gidip gelen adamlar 3.gün otobüsten inip beraber kahveye giderler be. Samimiyetsiz metropol !

- İstanbul'da bulunan eski arkadaşlarımı tükettim, şimdi elde İstanbul'da tanıştıklarım var. Neyse ki onlar tribüncü.

- Yıllarca adı Türk takımlarıya anılan Djalminha'nın turistik amaçla bile ülkemize gelmemiş olması da ne büyük acı.

-Tarabya Karakolu'nun önünde büyük götlü siyahi bir abla gördüm bu sabah, "Acaba Beyonce, Kelis falan 45'inde böyle mi olacak? O hayranlıkla izlediğimiz kalçalar bir fil baldırına mı dönüşecek" diye düşünüp üzüldüm. Ama büyük ihtimalle öyle olacak. Üzgünüm Beyonce üzgünüm Kelis.

- Dev göbekli bir adam iken aldığım ve haliyle üstüme olmayan PSV formamı (çubuklu, orjinal nike) bir arkadaşıma hediye ettiğim için ne kadar pişmanım bilemezsiniz. Şimdi üstüme diktirmişim gibi otururdu o forma.

- Bugün ayın 13'ü ve Cuma. Kıllansak mı boşversek mi bilemedim.

- Günün en acı gerçeği sahura kalkamamış bir mümin olmam. Bir ayrılık bir yoksulluk bide susuzluk dayı.

Hiç yorum yok: