4 Kasım 2010 Perşembe

Ana Yüreği

Yemekte ekmek ile sıyırdığı tabak için "Anne bak bunu yıkama direkt koy, sildim ben bunu tertemiz ehehehe" diyen çocuğunu "Ver şunu zevzek!" azalayan ana ile Eminem'in anası arasında fark göremiyorum. Ay em sori mama!

Terlikle dövülmek bi yaşa kadar hakkaten acı verici olabiliyor. Yaş ufak ya ten hassas tabi. Ama bi yaştan sonra da anneyle dalga geçirtecek kadar gıdıklıyor adamı. Hele o peluş ve tabanı elastik olan terliklerle. "Vur len anne vur ehehehhe acıtmıyo valla" dedirtiyor.

Bi oyuncağı ilk istemede aldıracak kadar ikna kabiliyetim olmadı hiç. Hala da yok. Belki de harbiden "Paramız yok oğlum"

Kadınlar gününden sonra salona girmeye tırsıyorum. Sigara dumanı, yarım bırakılmış yiyeceklerle dolu tabaklar, çay bardakları, dağılmış halılar, kağıda dönmüş koltuk süngerleri ve tv'de "Esra Ceyhan'la A'dan Z'ye"

Evi talan eden topluluğu yollarken "Yine bekleriz" diyen annemin de samimiyetsizliğine inanmak istiyorum. Beklemiyoruz dimi anne? Beklemeyelim lan!

Taksim'de patlayan bombadan sonra annem aradı; "Orda mıydın sen?" dedi. "Bizzat pimi ben çektim anneciğim" dedim. Kızdı... Ne işim var ulan.

Hiç yorum yok: