19 Ağustos 2010 Perşembe

Acı Gerçekler 2

-Şu sıcaklarda insanın bozulmasını isteyeceği en son beyaz eşyası çamaşır makinesiymiş. "Dağ gibi çamaşır birikti" sözü bizim evde vücut buldu kendisine. Allahtan zulada 2 adet beyaz donum vardı. (Etiketleri üstünde) Aferin lan bana.

-"Yazın beni kimse tutamaz hacı 18.00'da kaçar bu adam kopmalara ehe ehe" diye beyanat vermişim taaaa mayıs ayında, stajyer çocuk hatırlattı. Geçtiğimiz 2buçuk ayın muhasebesini yaptığımda saat 18.00 civarında işten sadece 3-4 kez çıktığımı farkettim. Büyük yalan olmuşuz. Yaz mevsimi ile alakalı planlarımdan stajyer çocuğa niye bahsetmişim o da ayrı bi soru işareti.

-Hala "Bayramlık alıcaz olum" telaşesinde olan arkadaşlarım nostaljik bir mutluluk yaşatsa da "Ulan 23 yaşına geldik neyin bayramlığı?" diye kıllanmama, kendimi sorgulamama da yol açıyor. Çocuk muyuz lan? Konfeksiyon kokusu ile kalitesiz parfüm kokusunu harman edip dolaşmalar, pırıl pırıl üst başla millete hava atmalar falan. Arefe gününü alışveriş işkencesine çevirmeye ne lüzum var canım kardeşim! Çekeriz götümüze kotumuzu bide t-shirt efendi şekilli olanlarından, tamamdır.

-"Beni beğeneni ben beğenmem benim beğendiğimse beni beğenmez yoksa ben tipsizmiyim heeaa?"

Hiç yorum yok: