23 Ağustos 2010 Pazartesi

Dev Öykü; Son Parti

Sol elimde plastik bardak, içinde muhtemelen fanta-votka var. Ulan hiç de sevmem. Hangi ipne doldurduysa abanmış votkayı. Nası içicem ya bunu, içemeyincede taşak geçerler. Sağ avucum da fındık dolu. Midem kıyılıyo lan, iyi bari fındık biraz bastırır. Bu arada nerdeyim lan ben? Aha! Üstümde takım elbise var.

Hmmm sokağa bakan sikindirik bi terastayız. 20-25 kişi var, parti gibi bişey heralde lan bu. Millet eğleniyo gibi, ama toplanmamızın amacı, konusu ne hiç çözemedim iyi mi? Şöyle bi insan içine karışayım. Oha Kılıçdaroğlu lan şu köşedeki herif! Dur yanına gideyim.

-Ooo başkanım meraba, siz de mi 'partiden' sıkıldınız ehi ehe heh.

Aaa cevap vermedi dallama. Halbuki seçmenim lan ben, atlaması lazımdı "vatandaşım, işçim, memurum" diye. Neyse siktir et CHP'ye vermicektim zaten. Babam sıçar ağzıma.

Aha Nadide Sultan. Ulan bu kadar bahsetmeye başkasını görsem şaşardım zaten. 2 yazıdır Nadide aşağı Nadide yukarı, memeleri aşağı memeleri yukarı.. Neyse bi selam da ona vereyim.

-Nadide naağber? (piç bir tavırla, memelere bakarak)
-Sus konuşma benle pis herif!
-Aaaa noldu ya?

Manyağa bak ayol döndü götünü gitti. İyi de oldu gerçi hmmm... Neyse.

Ulan bu parti ne partisi, alakasız insanlarla dolu burası, şu gelen Fatih Terim mi ? A yok Hikmet Karaman'mış.

Parti sahibi kim, onu bulursam bütün kilidi çözerim hacı. Ve parti sahibi dediğin ya müzik çaların başında ya da yiyeceklerin başındadır. Sese doğru gideyim.

Ben sakın 90lara geri dönmüş olmayayım lan! 2010'daysak eğer bu partide neden Eiffel 65 çalıyo? Beynim elektonik müzikle doldu taştı şerefsizim. Müziksetine bak Roadmaster. Hürriyet 165 kupona verdiydi lan bunu. Başındaki adam da resmi bayramlarda Küçükkuyu Belediyesi'nin ses sistemini kuran abi. Valla o. "Ssse ssssssee sess kontrol bir ki sssse yvvoooiiyy" diyen adam işte.

Durum git gide karmaşıklaşıyor ve şu fanta-votkayı bi çiçeğin dibine döküverme arzum git gide ruhumu ve bedenimi ele geçiriyor. Psikolojik baskısına dayanamıyorum içemediğim fanta-votkanın. Sol elimi uyuşturdu şerefsizim. Neyse mutfağa ineyim partinin yetkili kişisi kesin oradadır.

Mutfağa inerken yarı ünlü bi sürü insanla karşılayorum, Kurtlar Vadisi'ndeki Testere Necmi, Kaygısızlar'daki Eleman, Karamelek, Küçük İbo'nun Yengesi, Ayna grubundaki kel... Hepsiyle konuşmak istiyorum, zira bu ekip bi daha siksen bir araya gelmez. Ama mutfağa inip parti sahibini bulmalıyım hem de şu fanta-votkadan kurtulmalıyım...

Mutfakta biri var. Yarım ekmeğin arasına tavukburger koyuyor. Arkası dönük ama bu semer gibi göt, bu kıvırcık kafa.." Badi Emre lan bu!"

-Emre napıyon lan?
-İyi kanka ya acıktım amınakoyim bi kaç tavukburger vardı onları kızarttım.
-Olum bu yukardakiler de kim, neden buradalar, ne partisi bu, ne işimiz var burda??..Cevap ver!
-Olum ne biliyim bizim çocukları aradım gelin takılalım diye duyan geldi duyan geldi.E gelene git de diyemedik haliyle.. Ne o lan içememişin votkayı, ağır mı geldi olum he içemiyon mu sen artık ehehehe!
-Sus tamam, şu tavukburgerin yarısını kessene lan bana.

Tam bu sırada Eiffel 65'in elektronik bassdrumm sesi yerini davul sesi gibi bi sese bırakıyordu. Bildiğin düğün yeri gibi olmuştu ev. Üst kattaki kendini bilmez kitle eğlencenin bokunu çıkarmıştı belli ki. Gerçi bu davul ritmiyle eğlenilmez anca zikir çekilirdi.

Sol elim hala tutmuyordu. Plastik bardak ve içinde fanta-votka görmek için baktığım elim bedenimin altında ezilmiş ölümüne uyuşmuştu. Tavukburger kokusu evi kaplamış, sahur saati gelmiş, yengem "Muraaaaat" diye evi inletiyordu. "Ulan nası bi rüyaya daldım arkadaş ne acayip bi casting vardı lan!" diye düşündüm. Sonra " Keşke Nadide'ye parmak atıp kaçsaydım" diye iç geçirdim. "Mübarek günde günah lan" diyip doğruldum.

Hiç yorum yok: