15 Ekim 2010 Cuma

Çünkü Sen Japonsun

Bugün mümessili olduğumuz Japon makine üreticisinden 2 adet Japon yetkili (belki de yetkisizlerdir, araştırmadım) bizi ziyaret etti. Neden ziyaret ettiler bilemiyorum, zaten ziyaret kelimesi karşılamıyor bu adamların gelişini. Ye iç gez eğlen oh .mına koyim! Ziyarete giderken insan bi tatlı alır bişey alır gelir, gerçi Tokyo otogarında pişmaniye satılıyo mu bilmiyorum. Neyse mevzu bu değil zaten.

Bu arkadaşlarla beraber teknik servisi gezerken çok tecrübeli ve Avrupa görmüş bi abimiz yanımıza gelip "Olum şunların tipine bak lan, biz Türkler çok üstünüz bunlardan.Bu adamlar nası dünya markası oluyo hayret" dedi. Heriflerin tipine bakınca bu abimiz haklı gibiydi aslında. Tacikistan'dan konteynırla ülkemize kaçak giriş yapmış gibi bi halleri vardı. Üstlerinde çok kaliteli olmayan giyisiler, şekil şemal bildiğin seri üretim çekik göz modeli falan. Ama deli gibi maaş aldıklarından adım gibi eminim. Mühendis çünkü bu elemanlar.

Tam bu esnada bizim yaşlı kurt yine "Zaten Avrupalılar da aynı bunlar gibi bi boktan anlamazlar aslında, ezberci bunlar abi, bizim pratik zekamız var biz bunları yer yutarız" şeklinde beyanatta bulundu. Madem öyle neden motoru biz değil de bu herifler üretiyordu, neden tüm markalar Japon Alman Fransız İtalyan malıydı da motor maketi yapacak teknolojimiz yoktu? Ve neden bu şeklini şemalini beğenmediğimiz Japonlara paso izzet paso ikramda bulunuyorduk? "Demek ki bizde bi ipnelik var" diye düşündüm. Bizdeki ipnelik az evvel "Biz varya biz bunları yeriz yutarız lan" diyen abinin takındığı çok bilmişlik ve kendini beğenmişlikten başka bişey değildi. Laftan ibaretiz, bi boku tam beceremiyoruz, ürettiğimiz hiç bi sikim yok, dünya çapında bi markamız yok...

Tüm bunları düşünürken çok sinirlenmiş bi şekilde bizim abiye dönüp; "Şimdi sorucam Japonlara sizden bi bok olur mu lan, biz Türkler sizi her kuluvarda sikertiriz diye. Ama adam taşak geçmez mi bizle he abi?" dedim. "Sor lan sor, söyle dedelerimiz kaç sene hapsetti bunları, çok korkarlar bizden. Çin seddini neden yapmışlar sor bakalım" dedi. Abinin bu konudaki Enformasyon eksikliğini yüzüne vurmadan "Tamam lan sorucam" dedim ama o an zihnimde ingilizce olarak sadece yes ve no kelimelerinin kaldığını farkedince soramadım. "Sen Avrupa görmüş oralarda bilmemkaç sene kalmışsın, senin ingilizcen vardır sen sor" dedim. O da sustu...Belli ki onda da ingilizceden sadece yes ve no kalmıştı.

Daha hiç bişey söylemeden yerin dibindeydik zaten. Komplekse soktunuz lan bizi kodumun çekik gözlüleri. Defolun lan!

Hiç yorum yok: