9 Şubat 2012 Perşembe

Ah Ulan İthal Sibirya





Açılmayı düşündüğüm kızı en son gördüğümde bi kamyonetin kasasındaydım... İthal Sibirya Kömürü dolu bir kamyonet kasası... Utanarak sıkılarak talihsizliğimi ,durumun geçiciliğini, aslında çok cool ve çok tasasız bir adam olduğumu anlatan bakışlar fırlatmıştım çaresizce. Anlamayıp başını çevirmişti. Zaten kömür dolu bir kamyonetin kasasına değil açılamadığım kız, açıldığım Nalbur Salih Abi bile bakmıyordu ki.

Kamyonet kasası entelektüeliteyi alıp götürmüyor belki, belki kamyonet kasanındaki ben The House Cafe'deki benden çok da başka bir ben olmaz. Bestseller kitaplardan, klasik müzikten, son çıkan konversten kamyonet kasasında da bahsedebilirdim ona. The House'un espressosuyla, Dan Brown'un sürükleyiciliğiyle kandırırdım seni ama İthal Sibirya'yla oyun olmaz meleğim. Orta direkliğimi, ezikliğimi, sıkıcılığımı sen biliyorsun İthal Sibirya... Ah Ulan İthal Sibirya.



4 yorum:

Jove dedi ki...

alksjd çok iyiyiş bence

ebruhu. dedi ki...

Kamyonetin kasasındaydın da üzerinde yakası sünmüş beyaz atlet var mıydı mesela, bu önemli. (velhasıl dışarda kar var.)

Kömür ve elmas metaforunaysa hiç girmiyorum.

GK dedi ki...

valla pijamadan bozma şeyler vardı işte,anne zoru ile işe koşulan ev insanları aşağı yukarı hep aynı şeyleri giyer.

kömür-elmas aklıma gelse son bi hamleyle "bi kamyonet elmas yığarım kapınızın önüne aşkım" şeklinde... yemezdi ama olsun.

Supertramp dedi ki...

Aslında kamyonet kasasındaki sen ve the house cafe'deki sen arasında dağlar kadar fark olabiliyor.Mesela yakın bir arkadaşının senin yanında ve bir kız ortamında konuşmalarını düşün,şahsen ben tanıyamıyorum kendi arkadaşlarımı:D
Ve yazıya giriş çok ölümcül olmuş:D