23 Mayıs 2012 Çarşamba

Markaların Kişiselleştirilebilir Ürün Tuzağı

 Selam Hacılarerciyesspor. Konumuz yine ekönömik yine parasal. Fakat husus bu sefer derin. Zaten hep goygoy hep t.şşak muhabbeti nereye kadar dimi. Adam gibi okuyun lan özet çıkarttırıcam. sözlü yapıcam ona göre.

Markaların ürünleri opsiyonel ve kişiselleştirilebilir şekilde geliştirmesi ve nötr-potansiyel kitleyi ihtiyaç kapsamı dışında tüketime zorlaması konusu bugünkü konumuz. Markalar son 50 yılda ürünlerine sıkı sıkıya bağlı fanatik kullanıcı kitlelerini yarattıktan sonra potansiyel müşteri kitlesine en büyük darbeyi ürettiği ürünlerine kişiselleştirilebime, esneklik ve topluluklar içinde "şahsi temsil" rolü kazandırarak vurdu.

Şöyle ki; basit ve genel kullanıma yönelik bir ürün üreten marka aynı ürüne tercih edilebilir renk, ses, görüntü vs özellikler katarak kullanıcı gözünde kişiselleştirilebilen ve "size özel" duruma getirerek özünde o ürüne ihtiyaç duyup duymadığı konusunda çekinceleri olan kitleyi cezbetmeyi başardı.

Örnek olarak telefon üreticilerinin halihazırda ihtiyaçlarını karşılayan birer telefonu bulunan kitleleri cezbedebilmek için farklı renk seçenekleri bulunan, farklı tonlarda ve dilenen melodide çalabilen, fonu teması vs. değiştirilebilen telefonları piyasaya sürmesi, ürün lansmanını da bu yönde yapması gösterilebilir. Akabinde giyim markalarının tasarım konusunda müşteriye açılımı, müşterinin şahsi zevklerine göre seçenek sayılarını arttırması, otomobil markalarının müşterilerine opsiyonel donanım olarak araçlarını kişiselleştirebilme imkanını belli meblağlar karşılığında sunması aklıma gelen bir kaç örnek daha.

"Senin seçimin, senin tarzın senin XX'in"...vb tarzda lansman ve reklam sloganları ile topluluklar içinde ürünü şahsi ve sosyoekonomik bir belirteç bir kriter haline sokmayı başardılar. Üstelik bunu yaparken bu tarz ürünlere ihtiyacı olup olmadığını analiz bile etmesine imkan tanınmayan tüketicilere "üreten tüketici" gibi safsata bir isim dahi taktılar. Büyük markalar üretim aşamasından evvel kullanıcılara şahsi zevklerini ürüne yansıtabilecekleri platformlar oluşturup reklam ve kampanyalar düzenleyerek işi daha da ileri boyutlara taşıdılar. Markanın kendilerine imtiyaz,esneklik ve özgürlük sağladığı düşüncesine kapılan milyonlarca insan aslında ihtiyaç duymadıkları ürünleri sadece bir kaç kısmına müdahil olabildikleri, bir miktar şahsileştirebildikleri için satın aldılar.Markalar yarattıkları suni trendler ile ihtiyaç sahibi olmayan insanlara sattıkları ürünlerin yenilerini de almaya zorlayacak kadar aşağılık ve gözü dönmüş hale geldiler.

Topluluk içinde kendini ifade etme ve temsil edilme duyguları markalar tarafından kışkırtılan genç tüketiciler tüketirken gerçek ihtiyaç, fonksiyonellik, ekonomiklik vs. kriterleri gözardı edip markaların "kişiselleştirme" tuzağına düştüğü müddetçe bu seyri değiştirmek oldukça zor. Tavsiyem; bir ürünü satın almadan evvel duyulan ihtiyacı sorgulamanız, muadil ürünleri incelemeniz ve markanın yaklaşımı ile alakalı fikir edinmenizdir.

Herşey senle başladı amk renkli kapaklı 5110'u

Ama ben hala renki desenli kapaklı ekranında manitanın fotografı bilmem kaç megapiksel kameralı tivitırlı feyslı vatsaplı telefon alıcam diyorsanız altıma da baba parasıyla 34 MRV 69 plaka minicooper çekicem özel tasarım ayakkaplarla o bar senin bu cafe benim gezicem diyorsanız, götünüze girsin o akıllı telefon emi androidler siksin ebenizi,o opsiyonel jantlar var ya o mini'de bi yerine girsin dönsün o jantlar... Neyse hayırlı akşamlar. Kuzey Güney varmış gidin onu izleyin.

6 yorum:

ebruhu. dedi ki...

Kapitalizmin yükselmesiyle beraber tüketimle başarı aynı tondan verilmeye başlandı, "ne kadar tüketim o kadar başarı, o kadar mutluluk" mottosu yayıldı. Daha doğrusu alttan alttan bilinçlere zerk edildi. İnsanlar bugünü tükettiler, şimdi geleceği de tüketiyorlar. Kredi kartıyla geleceği de satın alır olduk. Olmayan gelirle harikalar yaratıyoruz. Zaten hiç kimse hiçbir zaman yeterli paraya sahip değil, insanoğlunun hırsları doyumsuz. Sadece ihtiyacını gidermek için tüketim yapan insanlar, yok denecek kadar az.

İnsanlara salt ürün değil, dediğin gibi bir tarz, bir özgürlük de sunan ürünler satıyorlar ki sadece bunları üretmek değil, bunları tüketecek tüketiciyi de üretmeleri gerekiyor. Bunun için de medya etkin rol oynuyor. Reklamların, medyanın tüketim üzerine etkilerinin haysiyetsizliğininse sınırı yok.

Bi'de buradan çok solcu, koyu halkçı, deli hakçı, acayip emekçi arkadaşlara seslenmek istiyorum:

MADEM EZİLENİN YANINDASIN, YOKSULUN ÇALIŞMA SAATLERİNİ PROTESTO EDİYORSUN; NE BOK YEMEYE GÜNLÜĞÜ 2 DOLARA 12 SAAT ÇALIŞAN İŞÇİNİN ELİNDEN ÇIKAN AYFON 5 GEZDİRİYOSUN ELİNDE LAN İT!?

GK dedi ki...

ben bitirdim sanıyordum ama noktayı sen koymuşsun, haklısın tüketenin mutluluğu temalı yayınlarla insanlar kandırıldı, ödeyemeyenin acizliği halının altına süpürüldü. markaların açgözlülüğüne medyanın karşı konulmaz tesiri eklenince durum bu noktalara geldi.

son olarak; ayfon 5 de mi çıkmış yahu.

ebruhu. dedi ki...

En son 4S, 5'de yolda. Niye 5 yazdığımı da inan bilmiyorum, bi' hızımı alamamışsam demek ki.

GK dedi ki...

neyse onu da kullanacak kitle belli zaten, nokia 3210'u bırakıp ayfon 5 alan olmaz sanırım, yine malum güruhtan trend sevdalısı acar gençlerimiz talip olacaklar ona da.

ismail dedi ki...

Şimdi şurda böyle bir sıkıntı oluyor; Mesela Türkiye'de işe girdim 2000 TL + ek masraf maaş aldım, Iphone 2400 TL idi. Ingiltere'de işe girdiğimde ise aldığım maaş 2400£ ve iphone 400£ idi. İngiltere'de Iphone almak trendçilikten çok ihtiyaç olabilir, ama burada aynı şeyi söyleyemeyeceğim. 3 kuruş para kazanıp 10 kuruşluk harcama yaparsak götümüzden kan aldırırız. Atalarımız ne güzel söylemiş, ayağını yorganına göre uzat.

GK dedi ki...

abi fiyat farkı bizim teknolojiyi satın almamız ve devletin bunu lüks tüketim olarak görüp anormal vergiler yüklemesiyle alakalı. fakat ingiltere yahut herhangi bir avrupa ülkesinde de bunu alıp tüketen adam fonksiyonelliği,ihtiyacı ikinci plana atarak alıyor. allah aşkına o yeri yerinden oynatan iphone'un ilk çıkanı neydi öyle benim skimsonik nokia6230 daha fazla özelliğe sahipti heralde.

sürekli online olması gereken insanların iphone-ipad kullanmasını anlıyorum ama yani twitter-facebook da anlık aforizma bildirmek için bu paralar harcanmamalı. sadece telefon olarak da bakmamak lazım. bundan daha elim ve daha vahim bir otomobil hadisesi var ki, külliyen zarar. hiç bişeyine acımayan adam trafiğe fazladan çıkarılmış bir otomobilin eksoz gazlarının atmosferi skip atmasına acımalı.