Boş ev bulup azmak sadece erkeklere has bir durum değil.
Kadınlar da azıyor. Pardon, düşündüğünüz gibi şehvet dolu bir azgınlık değil
bu. Evi eşyayla, mobilyayla dekorasyona dair ne varsa onunla tıka basa doldurmak
gibi bir azgınlık türünden bahsediyorum. Mobilya fetişi var mı bilmiyorum ama
varsa kadınların birçoğu buna hazır bulunuyorlar.
Neyse, bizimki de boş bir daireye sahipti o sıralar. Hem de
bomboş. Sadece bir yatak odasını ve mutfakta iki üç rafı dolduracak eşyasının
yanına bir evi ev yapacak her şeyi eklemek lazımdı. Yollara düşüldü ve adres
belliydi; IKEA
Birkaç IKEA seansından sonra ev hafiften gerçek bir yuvayı andırmaya
başlamış ama hala eşi dostu akrabayı ağırlayacak bir koltuk takımı
alınamamıştı. Bunun için son kez IKEA yolları tutuldu. Bu kez yanımızda başka
bir çift de vardı.
Ben çocukluğunun bir bölümünü çekyatta geçirmiş bir taşra
evladıyım. Üstünde uyur, altında bilcümle eşyamı saklar, icabında içine girer
saklanır, icabında üzerinde sıçrayıp bir diğer çekyata “Peruzziiieeee” diye bağırarak plonjon
yapardım. Bizim oralarda evde iki çekyat varsa; iki çocuğa yetecek her şey var
demekti. Ama şimdi işler değişmişti. Çekyatta çorapla uyumanın sığırlık olduğu
bir sosyal çevreye nasılsa girmiş bulunuyor ve artık “Lan bunda rahat uyunur
mu, altına hurç neyim koysak alır mı" diye değil,”Hımmm evet tam dizi izlemelik koltuk
yahu” ya da “Bunun üstünde çok güzel Orta Çağ Alman Edebiyatı okunur üstadım, bunu alalım” şeklinde konuşmam
gerekiyordu.
IKEA kaotik bir yer. Esenler-Bağcılar hattında olunca durum
daha da üzücü bir hal alıyor. Duruma hafta sonunu ve pazar gününü de eklerseniz, cümbüşü üç aşağı beş yukarı hayal edebilirsiniz.
Koridorlar, stantlar, ürünler, insanlar ve sesler IKEA’da birbirine o kadar
benziyor ki bir anda kendinizi orada bir dekor, söz gelimi zigon sehpa ya da çok ergonomik bir sandalye zannediyorsunuz.
Etiketteki font bir süre sonra gözünüze o kadar aşina hale
geliyor ki rakamları seçemez, fiyatları, ürünleri ayırt edemez oluyorsunuz.
Yürümek çok yorucu. İnsanlar yatak süngeri gibi enerji emiyor. Çoğu çift IKEA'ya “kayın” konseyi ile çeyiz meyiz bakmaya
geldiğinden, uzlaşıdan çok uzak diyaloglar, ekşiyen suratlar, mırmırmır söylenen
ağızlar bitmek bilmiyor.
Neyse ki biz bir oturma grubu ya da artık adı her ne sikimse
üçlü beşli bir koltuk aradığımızdan deneme amaçlı oturabiliyoruz. “Aşkım bu
nasıl?” diye sorulduğunda birkaç saniye oturur vaziyette “Lan bi dur bi soluklanalım”
demeye kalmadan “Hakikaten çok rahatmış yahu, ne kadar bu” diye dikiliyorum.
Fiyatlar anasının amı gibi tabi malum. Fakir ruhum teselliyi hep daha ucuzlarda, “Bak
bebeğim bu da güzelmiş, hem fiyatı da iyi” dediğim koltuklarda arıyor.
Ama IKEA’da ve dünyada ucuz olan her şey artık hakikaten
yrrak gibi sevgili okurlarım. Gönül rahatlığıyla bir ucuz mal
övemiyor, “Ne de avantajlı fiyata aldım be, oh ulan koydum çocuğu resmen” diye
sevinemiyoruz. Her şeyin iyisi var. Rakamlar ortalama bir Murat’ın maaşını
ikiye falan katlıyor. Ay sonuna doğru İsveç suntası yemek istemiyorum ama gönül hep iyisini
istiyor.
Saatler geçiyor ama bir şekilde birini seçip beğeniyoruz.
Bana sorarsan oradaki koltuklardan herhangi birisi işte, bi' numarası yok. Keşke mahalledeki mobilyacıdan o
paraya iki tane çekyat alsak, evin içinde çekyattan çekyata seninle "Peruuzzzieeee" diye bağıra bağıra atlasak diye düşünüyorum. Arada dayıngil amcangil geldiğinde çarşaf serip açsan, onların da İstanbullarda bir kapısı olsa... Olmuyor tabi, yuvayı dişi kuş yaptığından boynumuzu
büküyoruz ve afilli IKEA koltuğuna yazılıyoruz.
Neşe içinde koltuğumuzu alacağımız bölüme doğru ilerlerken bir bebek görüyoruz.
Ben artık IKEA'daki her boku ürün olarak
gördüğümden yanağını sıkmak yerine bebeğin etiketini arıyorum. “Ay
çok güzel bebeeeeek” deniyor. “Demonte mi geliyor lan bu” diye düşünüyorum. “Aşkım
baksanaaaa” diyor. "Alyanla toplanmaz bu mınakoduğum, hassas malzeme elimizde kalır" diyorum içimden.
"Ne şirin yaaa" diyor. “Siktir et biz daha iyisini yaparız” diyorum.
"Ne şirin yaaa" diyor. “Siktir et biz daha iyisini yaparız” diyorum.
Nasıl olsa
onun da iyisi vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder